01 Mayıs 2009 Cuma
04:53
Çok güldüm öncelikle, onu demeliyim… Ondan sonra gece gece böyle şiddet içeren, katliam yapan filmleri neden izlerim; derdim ne benim! İzlerim, izlerim de bir de korkarım.
James CAMERON'un ilk YOK EDİCİ filmi şahane. DVD de çok güzel görüntüler ve çok güzel bir ses vardı. 25 yıl önce yapılmış bir film olsa da, hala izlerken sizi içine çekip, şaşırtıyor.
Bazı yerler komik, evet ama o zaman için "ne film ama…" dedirtiyor.
Arnold amcaya çok güldüm. Kalıp gibi adam, vermişler eline silahı; vur babam, öldür babam…
Makyajı çok dandikti. Yani ilave bir plastik olduğu çok belli. Ama kendini yaralandığında onarması ve meşhur tek gözü kırmızı robot-insan sahnesi tam anlamıyla klasik.
T2, hala en çok sevdiğim bilim kurgu/aksiyon filmlerinden biridir. Daha bu ilk filmde, kurgu ve hikaye anlatımı şahane. Sahar CONNOR, 80'lerin disko kadını iken, nasıl gerillaya dönüşüyor anlıyoruz. Bu arada Hz. Meryem-Hz. İsa olayını da ironi olarak irdelediğini düşündüm. John'un babası da taş gibi adam. Öyle mankenler bile yok şimdi.
Bir de güldüğüm başka şey, saç tasarımları, kostümlerin çok iyi ve komik olması. Artık PC oyunlarında çıkan Pet Shop Boys tarzı disko melodileri… Filmle beraber paralel giden müzkler de çok başarılı idi. Özellikle açılış ve ara tekrar sahnelerinde karanlık geleceğin tasviri, ayaklı insanları yok eden robot makineleri de, 1984 romanı ve günümüz Dünyalar Savaşı ve Transformers'a benzettim. En azından onlara ilham oldukları kesin...
"Title" tasarımı da filme uygun. Gelecekten geçmişe doğru; büyükten küçülerek geriye doğru gidiyor. Güldüğüm başka konuda zırt pırt geçmişi düzeltmek için gelecekten birilerinin geçmişe dönmesi… Ne bol malzemeli bir senaryo bu kardeşim! James amca, AVATAR'ı çekiyorsun ama ellerinden öpüyorum. Zekana hayranım...