5 Şubat 2010 Cuma

Kathryn Bigelow - The Hurt Locker

Eskiden Parlament Pazar Gecesi Sineması vardı, uykusuz kalırdık pazartesine... "...Day, all of my life" diye hoş sesli bir jingle müziği ivardı... O zaman 91-92 yılları, Renault 21'ler modaydı; en klas araç diye. Gece elbiseli bir kadın, Andrey Hepburn misali, grand tuvalet giymiş bir bey, oscar törenindeki erkekler misali; ellerinde şampanya, arabaya yaslanmışlar, lüks bir hotel ön avlsunda içkilerini yudumluyorlar... Çocukluktan kalma anılar...



Baklalım The Hurt Locker izleyince, kendi hasılat rekorunu kıran James Cameron, ki Titanik'ten sonra hiç aklıma gelmezdi bir film çıksında 2 milyar USD hasılat yapsın Dünya çapında diye ama yaptı... Renault 21'ler çoktan gitti, şimdi moda Fluence; gün geldi bir çizgi film tekrar En iyi Film adayı oldu. Gün geldi, bir sinema filmi tüm kuralları yıktı geçti yine 11 Oscar aldı... İşte gelişim böyle bir şey... Gün gelecek belki bir film 12 Oscar kazanacak...


Ama şimdi 9 da 9'u incelemeye alalım...



--

Küçük bir insan soru ile internetim sekteye girince, yazamadım.

Filmi izledim. iTunes'te izlediğm fragmana göre daha iyi bir şey beklemiştim. İyi film ama ummduğum gibi çıkmadı. Yönetmenlik harika. Film de güzel. Müziklerde özellikle. Ama ötesi yok.



Daha detaylı yazacağım. Çok güzel bir savaş karşıtı/eleştiri yapan bir film. İzlerken sizde sanki oradaymışsınız gibi hissedebiliyorsunuz.



Ama En iyi Yönetmen ödülünü alırsa, Avatar'a da En iyi Film ödülünü verebilirler.

Bu yıl ödülleri dağıtacaklar gibime geliyor. Aynı Crash filmi misali...



Erkek oyuncu güzel. Hikaye anlatımı fena değil. Kurgu iyi. Özellikle çöldeki sahneler çok, çok iyi.

Askerliği birebir hissedebiliyorsunuz o uzun menzil atışlarında. (Askerlik yapan bilecektir.)





Blade Runner 2049

yazıyı buraya yazma: 14 Mayıs 2018. / son düzeltme: 29 Mayıs 2018. Uyarı: -- Yazı sonunda küfür var. -- Sürpriz bozucu detay, sanırım yo...