29 Haziran 2009 Pazartesi

In Bruges

Bu yıl en merak ettiğim üç filmden biriydi In Bruges. WALL-E, Frozen River ve In Bruges. Üç filmde "En iyi Özgün Senaryo" Oscar adayıydı. WALL-E'yi izlemiştim. Frozen River'i görmüş ama DVD'sini almamıştım. Bir daha da bulamamıştım. Ama In Bruges'ı hiç bulamamıştım. Bir arkadaşım filmi indirdi ve bende sonunda izledim.

Daha önce okuduğum diğer blog yazarları filmi çok beğenmişti. Ben üç parça şeklinde izledim. Ve onlar kadar beğenmedim. Evet senaryosu özgün ve iyi ama Milk çok daha iyi. Son zamanlarda genelde çizgi filmlere sırt dayrım bu konuda ama WALL-E'yi izledikten sonra yeterli bulmamıştım. Yani güzel ve özgünlüğün dışında, senaryoda doyurucu bir şey ya da ikinci kısım olarak "bir şey eksik" kalıyor. Tam değil gibi ama yine de güzel.

Baş rol oyuncusu Colin Farrell'i pek sevmem. Sosyal yaşantısı ile benim için serseriden başka biri değildir. İskender filmini (ve rezilliğini hala) unutamam. Sadece beğendiğim tek filmi Minority Report'tur. Altın Küre kazandı ama filmin diğer yarısı olan Brendan Gleeson da çok başarılı. Film boyunca ben onun kişiliğine daha yakın buldum kendimi. Ray'in çocuk-ergen karışımına Colin elbet cuk diye oturuyor ama "Dünyanın Sonundaki Ev"den bildiğim uyuşuk-yumuşak Colin ile örtüşmüyor. Zaten normal hayatından bir farkı var mı oynadığı rolden diye düşündüm bar sahnelerinde. İçkiler su gibi içilirken... Ve Doğu insanın sahip olduğu gibi o parmak kalınlığındaki kaşlarını sevmiyorum. Bana hep anne sözü dinlemeyen, aksi çocukları anımsatıyor.

Bir tatil şehrinde entrika, macera çevirmek ve bunu dramatize edip karma misali başlayıp bitirmek, evet güzel. 18+ üstü için uygun sayılabilir, bazı şiddet ve madde kullanımı sahnesi var. Onun dışında müzikler güzel dendi vs. ama ben daha iyilerini dinledim. Örnek Piyanist filmi. O yüzden müzikler bana sıradan geldi.

Sonuç olarak başarılı, ilginç bir film. Ama benden A alamaz. O kadar iyi değil. 3-4 arası puanım.

26 Haziran 2009 Cuma

Transformers: Revenge of the Fallen

Öncelikle hemen kısadan uyarayayım; bu filme gitmeyin! Paranıza yazık. Neden mi çok kötü, sıkıcı ve karmaşadan başka bir şey içermeyen, efektleri ile bile tatmin etmeyen, basit bir film. İlk kez sinemada bu kadar çok konuştuğumu hatırlıyorum. Herhalde filmin yarısı kadar konuştum, söylendim... Filme gelen bir düzine kadar insanda sıradanlıktan bıkıp, sonlara doğru salonu terk etmeye başlamıştı... Baştan beri sevemediğim Transformers robolarının sinema uyarlaması, yenilikçi olmasına rağmen, doğru ayarlanamayan aksiyon-karmaşa-gürültü eksenindeki film anlayışı ile tam bir çöplük. Rubbish! Cidden merak eden, izlemek isteyen varsa, 6 TL olan bir sinemaya gitsin. Ya da hiç izlemesin. Cidden çok kötü.

Filmde çok güldüğüm ölümcül koşuş sahnelerine de; Göğüs Koşusu 1-2-3-4-5 diye isim takıp, güldüm. Megan Fox'un takma kirpikleri, parlatıcıdan kolejen ötesi dudakları ile çölde deliler gibi koşmasına rağmen bir gram fondoten-rimel-ruj üçlüsünde azalma olmadı. Hatta bir ara Shia'nın bembeyaz donunda bile çölde oradan oraya yuvarlanmasına rağmen bir gram leke görmeyince, çok şaşırdım!..

Tek beğendiğim ikiz robotların kavgacı hali ve birbirlerini kollamasıydı. Bir de Shia'nın annesi. Annesinin salaklığı muhteşem! Bir daha ki sefere böyle salak bir filme gideceğime gidip bir Madonna CD'si satın alacağım.

21 Haziran 2009 Pazar

Göksel - Mektubumu Buldun Mu?

Şu ara radyolarda ve müzik marketlerde bol bol çalan bir albüm var. Tamamı eski şarkıların Göksel tarafından yorumlanması ile oluşan bu albüm, aynı zamanda en çok satan albüm.

Kapak çalışması ve sanat yönetimi çok hoş olmuş. Hem kaliteyi hem de nostaljiyi hissettiriyor. Çok güzel bir derleme olmuş 12 şarkı ile. Göksel'in sesi ne azalıyor, ne yükseliyor. O kadar uyumlu okumuş ki, sanki sizde ona eşlik etmezseniz ayıp olacak, sizde bu geçmişe dair güzel anılarınızı hatırlamazsanız eksik hissedeceksiniz...

Kim sevmez ki o yalın, düz ve güzel Türkçe ile yazılmış, bestelenmiş ve çok beğenilmiş eski şarkıları... Eski diyoruz ama eskimeyen bu şarkılar her daim yeni, yep yeni...

Göksel'in bir özelliği var sanırım. Bir albüm de kötü, bir sonrakinde iyi diye devam etti şimdiye kadar. 1997'de yayınlanan ilk albüm "Yollar", kötüydü. Çok ağır şarkılar vardı. Sezen Aksu'nun şirketi Karma Müzik Yapım'dan çıkmıştı albüm. Fazla tanıtımı da yapılamadı. Ama herkesin çok iyi bildiği "Sabır" şarkısı hala hemen akla geliverir. 2001 yılında yayınlanan "Körebe" hem liste başı oldu hem de bir çok kaydı sevildi. Sony Music Türkiye yayınlamıştı albümü. "Depresyondayım" kaydı, o zamana kadar bu hali anlatan ve yapılmış en güzel kayıttı. Hemen bir numara oldu. Bu merak ve promosyon ile albüm beğenildi. "Körebe", "Günün Birinde", "Niyet", "Bir İhtimal" çok tutuldu ve çalındı. Başarılı bir çalışmaydı ve yılın en iyi albümlerinden biri oldu "Körebe". 2003 yılında "Söz Ver" yayınlandı. Yine pek başarılı bir albüm değildi. İlkin reaksiyon alamadı. Sonra "Allı Pullu", "Firar" kayıtları beğenildi, çalındı bol bol. Ekonomik kriz ve kopya CD satışları ile albüm rağbet görmedi. 2005 yılında "Arka Bahçem" yayınlandı. Çıkış kaydı "Karar Verdim" çok beğenildi ve hemen liste başı oldu. Göksel daha enerjik ve gene romantikti. Ardından "Bi' Seni Konuşurum" ile beklenen patlama yapılmıştı. Artık her yerde ve tüm yaz boyunca bu şarkı çalıyordu. Liste başı ve marş olmuştu... Ardından gelen çok güzel iki romantik kayıt "Arka Bahçemde" ve "Benden Geçti Aşk" kayıtları da beğenildi. Göksel gene başarılı bir çalışma yapmış, "Arka Bahçem" albümü yılın en iyi albümlerinden biriydi. 2007 yılında "Ay'da Yürüdüm" albümü yayınlandı. Çıkış şarkısı "Yarabbi Şükür" dile dolandı. Albüm fena değildi. Ama albüm konsepti, ekonomik daralma ve kriz arifesine denk geldiği için gerekli tanıtım yapılamadı, anlaşılmadı ve umulan ilgiyi görmedi. "Taş Bebek", "Yabani Otlar" yayınlanan diğer şarkılardı. Albümde kalan "BeklemeDönmem", "Adım Adım" ve "Kardan Adamlar" benim favorilerim. 2009 yılında artık Avrupa Müzik'ten yayınlanan "Mektubumu Buldun Mu?" Göksel'in yorumculuğunu konuşturduğu, kendi sözü ve bestesi olmayan bir albümdü. Çok duru ve iyi derlenmiş, başarılı bir çalışmaydı. Yazın gelmesi ve insanları rahatlaması ile hemen sevildi. Başarlı yorumu ve düzenlemeleri, güzel sanat çalışması ile albüm 2009'un şu ana kadar en başarılı albümlerden biri oluverdi. Biraz iddalı olursak, Göksel'in en güzel albümü. Baştan sona rahatlıkla dinlenebiliyor ve herkes tarafından seviliyor.

Birazda Göksel'i Göksel yapan o nostalji ruhu ve aitlik katan güzel sesi ile doğru bir çalışmada nasıl parıldağını hep beraber görüyoruz.

Eski plak şirketinden karşı atak olarak, hazır bu başarı yakalanmış iken hemen bir "en iyi" derlemesi bekliyorum. (Mariah'ın her yeni bir albüm çıkardığında, eski şirketi Sony'nin de bir derleme yaptığı gibi olmasa da) Umarım Sony Music, Türkiye'de kendilerinin yer etmesini sağlayan bir kaç kadın sanatçısından bir olan Göksel için güzel bir "best of" derlemesi yayınlar ve bu hoş derlemede uzun süre liste başı olur.

20 Haziran 2009 Cumartesi

Şu ara

dinleyeceklerim //

  1. Robert Miles - Children (single)
  2. Manuel Tur feat. Blakkat - Golden Complexion (single)
  3. Lady GaGa - Paparazzi (single)
  4. Danny Howells - Laid Out / Brakes (single)
  5. Redd - Kirli Suyunda Parıltılar - CD - değerlendirmem 4 yıldız
  6. Faze Action - Stratus Energy
  7. Thom Yorke - The Eraser Rmxs - değerlendirmem 2 yıldız
  8. Beyoncé - Above and Beyoncé: Dance Mixes
  9. Kanye West - 808s & Heartbreak
  10. Daft Punk - Homework - CD - değerlendirmem 4 yıldız
  11. Daft Punk - Discovery - CD
  12. Göksel - Mektubumu Buldun Mu? - CD



izleyeceklerim //

  1. Planet Earth - BBC - Belgesel - 5 disk
  2. Blue Planet - BBC - Belgesel - 4 disk
  3. Mükemmel Bir Gün - Ferzan Özpetek - dram
  4. Prenses Mononoke - Hayao Miyazaki - animasyon
  5. In Bruges
  6. Frozen River
  7. The Shining
  8. Star Wars - 6 disk
  9. Buz Devri 3 - sinemada
  10. Transformers 2 - sinemada


CD: satın aldığım fiziksel albümler

Daft Punk - Homework

Yıllar geçti ben daha albümü yeni satın aldım. Dinledim ve beğendim. "Alive 2007"yi satın aldıktan sonra Daft Punk müziğine merakım daha da arttı. "Human After All" için yazmıştım. Şimdi ilk iki albümünü satın aldım ve bakalım "Discovery"yi henüz dinlemedim. Eminin onu da beğeneceğim...

Kısaca "Homework" dönemin de modası olan nakış tekniği dikiş kapağı ile eskiyi anımsatıyor. Bir zamanlar bunlar vardı diyorsunuz... Sadece plak olarak basılıp çok az satacağı yerine, Daft Punk üyeleri akıllıca davranıp, CD olarak yayınlanması ile "house müziği" içeren bir albüm ile uluslararası piyasada iyi bir satış elde etmiş oldular.

  1. Daftendirekt - Intro. Albümün esas şarkısı için giriş.
  2. WDPK 83.7 FM - Sunuş. Daft Punk ve Homework albümü taktim ediliyor.
  3. Revolution 909 - Şarkı 1; Başlangıç şarkısı.
  4. Da Funk - Şarkı 2; Albümün esas şarkısı. 1998 yılı "En iyi Dans kaydı" Grammy adayı oldu.
  5. Phoenix - Şarkı 3; Güzel.
  6. Fresh - Geçiş şarkısı.
  7. Around the World - Şarkı 4; Albümün esas 2. şarkısı. 1999 yılında "En iyi Dans kaydı" Grammy adayı oldu.
  8. Rollin' & Scratchin' - Şarkı 5; Human After All'a benzer bir sound var.
  9. Teachers - Geçiş müziği. Kendilerine ilham olan kişileri anıyorlar.
  10. High Fidelity - Şarkı 6; Güzel. Funk-house tarzında The Prime Time of Your Life benzeri/habercisi gibi.
  11. Rock 'n Roll - Şarkı 7; Şarkı 3 gibi. Burnin'´inin habercisi.
  12. Oh Yeah - Geçiş-ara müziği.
  13. Burnin' - Şarkı 8; Güzel ama Alive 2007'ye göre ritmi düşük.
  14. Indo Silver Club - Şarkı 9; Burnin'´in devamı niteliği gibi. Stardust efekti de var gibi.
  15. Alive - Şarkı 10; Son şarkı. Pek beğenmedim.
  16. Funk Ad - Outro gibi, Funk tanıtımı yapan kapanış şarkısı.

19 Haziran 2009 Cuma

Spirited Away

Yıllardır merak ettiğim filmi (film indiren bir arkadaşımdan alıp, ilk kez indirilmiş film olarak) izledim. Çok önceden TV'de rastlamış, ama başından itibaren değil de, sadece başını geçmiş ve ortalarına gelmiş iken izlemiştim. Sonuna doğru oldukça gelişen bir film diye duyduğumdan, merakım iyice artmıştı. Evet sonunda Miyazaki ustanın hem Altın Ayı hem de Oscar kazanmış tek animasyon filmi, Japonya'da izlenme rekoru kıran "Ruhların Kaçısı"nı izledim. Sonuç, Pek umduğum gibi değil. Mesela "Yürüyen Şato" daha iyi bence. Ama 2001 yapımı bir filmi şimdi çok büyük beklenti içinde izleyip, tam olmasa da beğenmiş olmak; kısaca "çok iyi bir film" demek.

Beklentimin çok yüksek olmasına rağmen beni tatmin etmesi bile ne kadar harika olduğunu ispat ediyor. "Hatırlamak" için oldukça güzel bir animasyon. Bana "Memento" ve "Three Colour: Rouge" filmlerini anımsattı. Döneminde "Buz Devri" ile yarışmıştı. Şimdi rahatlıkla Buz Devri'nden daha iyiymiş diyebiliyorum. Yürüyen Şato, "Wallace ve Gromit" olmasa idi, o da Oscar alırdı. Sırada bir başka izlemediğim (ve bundan sonra Küçük balık Ponyo hariç, tüm filmlerini izlemiş olacağım) "Prenses Mononoke" var. Japonya'da rekor kırmış başka bir anime. Bakalım nasılmış...

16 Haziran 2009 Salı

Redd - 21


Artık albümleri hakkında yazma vakti geldi.
Ama nasıl, nereden başlamalı... Nasıl tarif etmeli, kılıfa uydurmalı/uydurmalı mı?..

Redd grubunun "21" albümünü ilkin müzik markette gördüm. Aldım, kartonetine baktım. Değişik bir kapaktı. Kırmızı ve çirkin bir bebek vardı... Arkasında "Sony Music" yazıyordu. "Hı.., demek ki plak şirketleri değişti" dedim. Eve dönünce Ayşe Hatun Önal'ın Sony Music'te sayfası ve albüm bilgileri vardı; Redd grubu içinde bir bakayım derken Blog yazdıklarını keşfettim. Bu biraz da benim kırılma noktam oldu. Tam kendim, kendi-kendime yazdığım hissine kapılırken, blog yazan bir grup, çok etkileyiciydi. Çok içten ve samimiydiler...

Blogta, 21 albümünün yapım aşamalarını anlattığı için güzel bir serüvene çıkmış oluyordunuz. Özellikle azar azar, kendimi tutarak okumaya gayret ettim ki albümü alana kadar yetsin istedim. Bittiğinde de albümü takıp CD çalara, dinlemek niyetindeydim... (Bu ve buna benzer fikirler hep güzeldir benim için. Ama devamı öyle olmadı ne yazık ki)

Hatta blogta yer alan vidyoları bile izlemedim, albümden bir ses duymamak için. Ama birgün TV de kanalları dolaşırken, bir müzik kanalında yeni video klipleri çıktı. O iki-üç saniye işte bu bütün büyüyü bozdu... "Don Kişot" çalıyodu... Kanalı değiştirdim hemen ama... Üzülmüştüm; planım bozulmuştu...

Sonra "21" ile ilgili düşünmeye başladım. Etrafımda, yazı, resim, grafik vb. gibi 21 ile alakalı ne vardı? İlkin yatağıma yattığımda kitaplıkta duran "George Orwel - Hayvan Çiftliği"nin Can Yayınlarının özel ciltli basımınında 21. sırada olduğunu gördüm. Son zamanda en sevdiğim kitaptı, 21. sıradaydı; ne güzel... Sonra kendi blog'umda ilk kaydımı 21 Ocak 2009 tarihinde yayınladığımı fark ettim. Başka, "21 gram" isimli bir film vardı... Ruhun bilimsel olarak ağırlığı sadece 21 gramdı... Böyle kaptırdım kendimi ben...

Dayanamadım ve www.redd.com.tr'de ana sayfada yer alan "Don Kişot" videosunu izledim... Bir süre tepkisiz kaldım. Hani şarkı biter de alkıştan önce kısa, çok kısa bir sessizlik olur ya; öyle bir şeydi. Bir şey demem gerekiyodu, biliyordum; bense henüz demiyordum. O büyünün bozulmasını istememden belki de... Çok güzeldi! Evet, çok güzeldi. En güzel klipleriydi. Daha sert bir sound vardı. Daha iyi çalışmış dedirtiyordu. Çok güzel görünüyorlardı... O büyü bozulmamamlıydı... Yutkundum. Benim gözümde çoktan albüm sınavını geçmişti. Bu kriz ortamında, bir yıldır titiz bir şekilde, özenle tüm detayları ve albüm kartonetine kadar her şeyi ile uğraşıp, çalışan; 21 şarkı hazırlayan bir grubu görmezden gelmemek gerekiyordu. Hem Kargo'nun Yalnızlık Mevsimi'nden bu yana konsept bir rock müzik albümü çıkmış mıydı? Türkiye'de yayınlanmış kaç konsept albüm biliyorsunuz ki? Zaten daha önceden kliplerini izlemiş, "Hala aşk var mı?" şarkısını çok sevmiştim. Daha detaylı bilmem ve odaklanmam gerekiyordu. Sevdiğim bir grup, bir el uzatmlaık mesafedeydi ve ben gördüğüm halde fark edemiyordum...

Mayıs'ın 21'ne denk getirmeye çalıştım ama 22 Mayıs 2009'da hem "Plastik Çiçekler ve Böcek" hem de "21" albümlerini CD olarak satın aldım. Zaten kim müzik satın alıyor? Burda da garip düşüyorum ama benim şöyle bir takıtım var. Sevdiğim bir kaydı, saçma sapan bir mp3 kaydı ile dinlemeyi reddediyorum. (evet ilk kez bu kelimeyi kullandım!) Benim için önemli ise gidip orijinal halini alıp, dinliyorum. mp3 olmadığında ne yapıyordunuz, bir düşünün bakalım... O zamandan bu yana iki albümü de zevkle dinledim, dinliyorum...

Ve sonra konser... Bu da bir tesadüf. Nasıl planımı bozduğunda üzldüysem, bu olduğunda da bir o kadar sevindim. Ve Nil gibi "iyi ki yapmışım" dedim...

12 Haziran 2009 Cuma

REDD ve NİL






REDD grubunun konseri harikaydı. Bizim için süpriz olarakta ardından NİL sahne aldı. Bol bol tepindik, eğlendik. Nil'in enerjisine, çılgınlığına ve yaratıcılığa hayran kaldık. Bol bol fotoğraf ve vidyo çektim. İşte bir kaç fotoğraf; Redd grubu ve Nil Karaibrahimgil.

11 Haziran 2009 Perşembe

Konser

Bu akşam REDD grubunun konserine gitmeyi planladık. Bakalım ne olacak... 21 Haziran'daki konserine giderim diyordum, belki ona da giderim, bakalım. Onun dışında TOEFL için kursa yazıldığımdan beri, günlüğü düzeltmeyle dair pek bir şey yap(a)madım; farkındayım! Bir gün yapacağım... İstediğim gibi olacak herşey. Röyksopp konseri varmış, Efes Pilsen One Love '09 festivalinde. Otobüs durağında tanıtımını görünce, sıcağın altında kendimi daha iyi hissetim, sevindim. Hazır Melody A.M. albümlerini dinlerken, bu çok güzel bir süpriz oldu.

Şu ara (12.05.09-12.06.09) dinlediklerimi yazayım da, ne kadar meşgul olduğumu görün :-))

  1. The Crystal Method - Divided By Night
  2. Gui Boratto - Take My Breath Away (single)
  3. Danny Howells - The Shinig (single)
  4. Gui Boratto - Atomic Soda (single)
  5. Kris Menace - Metropolis (single)
  6. Röyksopp - Happy Up Here Remixes (single)
  7. Röyksopp - The Girl and the Robot Remixes (single)
  8. The Prodigy - Omen (single)
  9. The Prodigy - Invaders Must Die
  10. The Prodigy - Warrior's Dance (single)
  11. Gabriell Cilmi - Lessons to be Learned
  12. Redd - Plastik Çiçekler ve Böcek - CD
  13. Redd - 21 - CD
  14. Tiga - Shoes (single)
  15. Tiga - What You Need (single)
  16. Röyksopp - Melody A.M. - CD
  17. Manoo and François A - Today is Tomorrow EP (single)
  18. Groove Armada - Superstylin' (single)
  19. Y.A.S. - Arabology
  20. Fatboy Slim - Halfway Between the Gutter and the Stars - CD
  21. Gustavo Santaolalla - Brokeback Mountain - CD
  22. Groove Armada - The Best of - CD
  23. Beastie Boys - Hello Nasty - CD
  24. Hercules and Love Affair - Blind (single)
  25. Spencer Parker - The Begginning (single)
  26. Groove Armada - Get Down (single)
  27. Groove Armada - Song 4 Mutya (single)
  28. Massive Attack - Unfinished Sympathy (single)
  29. Massive Attack - Buterfly Caught (single)
  30. Dubfire - I Feel Speed (single)


CD: satın aldığım fiziksel albümler > (single): EP ya da Single olarak yayınlanan kayıtlar. > diğerleri: indirdiğim dijital albümler.

The Game

Uzun zamandır merak ettiğim ve sonunda izlediğim bir film bu da. Belki önceden izlesem, anlamaz mıydım? Ya da daha mı çok beğenirdim? Bilmem. Ara ara kopuklar ve sıkıntılar gelse de, filmin son sahnesi ile bitişi tam ağzınızı açık bırakan bir türde. Fena değil. Ama David'in en iyi filmi değil... 3 yıldız.

6 Haziran 2009 Cumartesi

Bee Movie

3 yıldız. Ön yargılı yaklaşmıştım ama Oscar'a aday adayı olduğunu öğrendikten sonra, bir gün izlerim demiştim. Evet, az önce izledim. Fena değil ama pek ufuk açıcı değil. Keyifli gene de.

045BUZZ

Spencer Parker'in yeni plağı "The Beginning" oldukça hoşuma gitti. M. Cleis Remiksi de şahane... 4 yıldız.

1 Haziran 2009 Pazartesi

Size dil çıkaran kedi



Rakun Kedi - Moda, İstanbul - 30 Mayıs 2009

Animatrix

3 yıldız. Matrix'i izledikten sonra yapılmış ve anlaşılmayan çoğu şey için bir ön-bilgilendirme olmuş. Animasyonlar da gayet iyi. 9 bölümden oluşan bir film. The Matrix, Matrix Reloaded, Matrix Revolutions'u garipsemeden izlemek için, önce izlenmeli. Tamamlayıcı etkisi büyük.

Y.A.S. - Azza

Uzun zaman sonra haftanın şarkısı diye adlandırabileceğim yeni bir kayıt dilime dolandı. Söyleyip duruyorum. Y.A.S. 'ın ilk albümü Arabology'de yer alan Azza kaydı, akustik gitar ve hafif ritimli bir pop şarkısı. Nasıl desem; biraz Madonna'nın Nothing Fails şarkısına ve biraz da Holywood şarkısına benziyor. "Lak ma doraşi" cümlesi de hep Slumdog Millionaire'den çocuklara ezberlettikleri şarkı nakaratını anımsatıyor...

Y.A.S. projesi, Yasmine Hamdan (vokal, şarkı sözü) ve Mirwais (prodüktör, beste, şarkı sözü) den oluşan ilk uluslararası Arapça sözlü electro-pop albüm/çalışma. Arabology şu an dijital olarak iTunes Fransa dükkanında satışta. Fiziksel hali 8 Haziran 2009'da yayınlanacakmış. Genel olarak, iyi bir albüm. Benim favori 3-4 kaydım var mesela... İlk single da Get it Right kaydı olacak herhalde.

Blade Runner 2049

yazıyı buraya yazma: 14 Mayıs 2018. / son düzeltme: 29 Mayıs 2018. Uyarı: -- Yazı sonunda küfür var. -- Sürpriz bozucu detay, sanırım yo...