25 Temmuz 2009 Cumartesi

Joel Coen - Fargo

Fargo tek kelime ile muhteşem bir film. 5 yıldız. Kara mizah ve cinayet içerikli, yer yer güldüren yer yer "höh, bu ne ya" dedirten, soğukta geçen, bir ölüm-kalım draması. 1997 yılında Oscar ödüllerini hiç bilmediğim İngiliz Hasta diye bir film almıştı... Hem de 9 tane. Her halde bol bol veriyorlar demiştim. Yaşım 15'ti... Şimdi en iyi ikinci film demek ki Fargo'ymuş diyorum... Fargo'yu da yıllardır hep, Frigo dondurması ile karıştırmıştım. Far Go anlamında bir Fargo da değilmiş; meğer ABD'de Dakota eyaletinin, Fargo şehrinden geliyormuş. Çok, çok güzel bir film. İzleyin!

Tabii yetişkin filmi. Filmde koca rolündeki W. H. Macy muhteşem, F. McDormand zaten ödül aldı; çok iyi, ama çok görünmüyor. S. Buscemi mükemmel; keşke Oscar adayı olsaymış. P. Stormare; bana Abruzzi diye aklımda kalan Prison Break karekteri ile anımsandı, güzeldi.

Bembeyaz kar görüntüleri, filmi gözünüzü kırmada izleme kurgusu ve akıcı, aklıcı senaryosu ile enfes bir çalışma. İyi ki izlemişim. Coen kardeşlerinin en beğendiğim filmi oldu. Ayrıca ilk 10 film listeme de girdi.

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Basement Jaxx - Raindrops

Basement Jaxx 2009'a enerjik bir albüm; "Scars" ile geri dönüş yapıyor... İlk single "Raindrops" heyecanlandırmak için oldukça yeterli... Mariah'ın "Obsessed" gibi benzer vocader efektli vokaller yeni moda olsa gerek ki Mary J. Blige de yeni moda aşınası...

21 Temmuz 2009 Salı

Hayao Miyazaki - Ponyo


Tesadüfler peşimi bırakmıyor anlaşılan... Bazen tesadüflere (hoşluğundan dolayı belki de) inanırım. Bazen de işin içinden çıkılmaz bir hale getirirler ki durumu; o zaman tesadüf aklımın ucundan bile geçmez... Demek ki daha eğitememişim kendimi, bilememişim erdemi... neyse!

"Ponyo" daha öncede bahsettim, bu yıl Oscar adayı olmasını beklediğim ve izlemeye can attığım büyük usta Hayao Miyazaki'nin son animasyon filmi. Evet tesadüfen buldum ve izledim... Nedendir bilmem ama ben "Howl's Moving Castle"ın tadını ve kusursuzluğunu çok sevdim. "Spirited Away"ı geç izleme rağmen düşlediğim gibi değildi. Elbette ezber bozucuydu! Harikaydı. "Ponyo" da öyle. Küçük çocuklar için şahane bir görsel şölen... Aklıma hep Röyksopp'un "Happy Up Here" single kapağındaki o "su damlası gibi dolgulu" çizimleri geldi. Ponyo'daki dalgalar da öyle... Faber-Castell kuru boya kalemleri ile sanki sayflar dolusu rengarenk çizimler sizin keyfiniz için inanılmazca gözünüzü önünde değişiyordu... Size özel havai fişeklerinin keyfini sürmek gibi... "Finding Nemo"ya benzer mi acaba diyordum, alakası bile yok. Küçük bir balığın, deniz kızı gibi küçük bir kıza dönüşmesini ve 5 yaşındaki Sasuku ile arkadaşlığını anlatırken; sevgi, mücadele, sahiplenme ve hayali çok güzel anlatıyor... Artık sihirlere inanır oluyorsunuz... İyiliğe, kadere, verilenlere şükür etmeyi, alındığında saygı duymayı; hayata küsmeden devam etmeyi...

Küçük bir balık, hayata ne çok anlam katabiliyor... Sizi ne kadar mutlu edebiliyor...
Eminin ilk kez sinemada bir Miyazaki filmini izlediğimde çok daha beğeneceğim... Sanırım Ağustos'ta gösterime girecek Türkiye'de de. İzleyin! 4 yıldız.

18 Temmuz 2009 Cumartesi

B-B


Beastie Boy'un Eylül 15'te yayınlanacak albüm ön kapağını Wikipedia'da buldum ve bayıldım...
Yani harika bir şey... O kedi müthiş... 2 bölümlük bir albüm geliyor, hadi bakalım gene yaşadık...

Tabii onlarda sessiz sedasız durmuyorlar; önceki albümlerini yeniden master edip, 2009'da yayınlıyorlar... "Hello Nasty"'nin yeni halini merakla bekliyorum. Zira geçen ay orijinal CD'ni almıştım...

17 Temmuz 2009 Cuma

Courtney Hunt - Frozen River

4 yıldız... "Frozen River"ı da izledikten sonra, "Wall-E", "In Bruges", "Frozen River" diye sıralayabileceğim Ocak-Şubat'tan bu yana, Oscar yarışında en çok merak ettiğim üç filmi izleyebildim... Aslında bu bunlatıcı sıcak için Frozen River, ismi ile bile biraz dondursa, ne güzel olur diyordum... Çok hoş, sade, bağımsız bir film(miş)... En iyi özgün senaryo adayıydı, ama "Milk" doğru karar diyorum. "Milk" benim en iyi 3. filmim aynı zamanda. Ve En iyi kadın oyuncu adayıydı. Ama Kate Winslet, elbette doğru isabet. Böylece en iyi 5 adayımı; Kate, Angelina, Meryl, Melissa, Anne diye sıralayabilirim. En iyi senaryo içinse; Happy-go-Lucky hariç; Milk, Wall-E, In Bruges, Frozen River derim. Aslında Wall-E oldukça özgün bir fikirdi ama...

Filmde en çok dikkatimi yardımcı kadın oyuncu Laila çekti. Filmde daha çok ona odaklandım. Kesinlikle çok başarılı. Melissa, o soğukta "eh, püf" demeden filmi alıp, götürüyor... İki kadın önce yarışıyor ama sonunda en çok onlar birbirini anlıyor. Aslında Ray bana çevremden çok tanıdık geldi... Hayata devam edip, yılmayıp, annelik iç güdüsü ile evlatlarını kollamaya çalışması... Kanun boşluklarından, bir donmuş nehirinn sağladığı faydadan ve yaşamın kendisinden güzel bir "gerçek hikaye" izledim... Bu sıcak duygusuzlukta, içimi soğutup bana insanlığımı tekrar hatırlattı. İzleyin!

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Yusuf Üçlemesi: Süt

"Yusuf Üçlemesi: Yumurta" için kısaca "Çok dingin bir film" demiştim. Sanırım "Süt" için bu kez birden fazla şey demek lazım. Zira Süt, güzel bir film ama Yusuf'un yetişkinliğine geçişi, çaresizliği, annesinin gizli ilişkisine tavrı; bana günümüzün yoğun kapitalist yaşamını çok başarlı bir şekilde aktardığını, gözler önüne serdiğini ve sizi de filmin içine çekip, çaresizliği hissetmenizi sağladı diyebilirim. Başrol oyuncusu Melih, tip olarak çok köşeli ve keskin hatlı bir oyuncu. Bu, özellikle seçilmiş olabilir. Ve bu hali manzaradaki eksik kalan güneş gibi, tüm boşlukları doldurmuş... Modern Türk Sineması adına başarılı bir yapım. Üç Maymun'daki kasvet kadar vurucu değil ama dediğim o çaresizlik anlatışı çok doğru ve tatmin edici. 4/5 diyorum...

12 Temmuz 2009 Pazar

Manuel Tur

Daha 23 yaşında olmasına rağmen oldukça başarılı bir genç ki şimdiye kadar bir çok 12-inch plak ve remiks çalışmasının ardından nihayet ilk albümü "0201" yayınlandı. Albümden çıkan "Golden Complexion" ve "Will Be Mine" kayıtlarının EP'leri de oldukça hoş. "0201" rahat dinlenebilir bir albüm. Sizi yormadan alıp, götürüyor. Şarkılr birbirinin devamı gibi kurgulanmış. 4/5 dedim, beklediğimden güzel çıktı...

Jimpster - Sleeper

Jimpster'in yeni 12-inch plak çalışması "Sleeper" oldukça hoş. Yaz için ideal deep house soundunda, rahat dinlenebilir bir çalışma. 4/5 dedim ben...

9 Temmuz 2009 Perşembe

Portecho - Studio Plastico



Electro Pop'tan bahsederken, Portecho'ya bakayım diye arattım Google'da. "Portecho'nun olay yaratan yeni klibi" diye DailyMotion'dan yeni vidyolarını izledim... Ağzım açık kaldı... Dalga mı geçiyorlardı, bu kadar açık fikirli miydiler? Türkiye'de hiç görmedim ki ben mini etekli, siyah çarşaflı birini... Gerçi neresi olursa olsun, vardır herkesin giyinme hürriyeti. Aklıma Persapolis geldi... Yasaklamalar vs.

Ne tekim, MySpace sayfalarında vidyonun yanlış anlayanlara malzeme olarak kullanılmasını istemedikleri için yayından çektiklerini belirmişler. Üzüldüm. Deniz'in kel ama sakallı hali çok maço ve hoş geldi bana. Eski Türk filmlerinden çıkma gibi. Hoş bir vidyo. İzleyin...

Gelelim albüme. Gittim iki CD albümlerini de satın aldım. Bu ara olmadığı kadar CD satın aldım ve müzik indirdim. Hayrola diyorum bakalım...

"Studio Plastico" daha sıcak ve daha dingin tonlarda, klasik Portecho tarzında gene. Albüm kapağı ve fotoğraflarını çok beğendim. Dediğim gibi Türkiye'de müzikte yapılan alternatif işler hep ilgimi çekmiştir; Portecho bu bakımdan başarılı bir örnek. Kanımızı ısıtıp, bizi dans ettirmeye devam etsinler. Onların müziğini seviyoruz...

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Mine - Benim Günüm


D&R'da rastladım ilkin CD'sine... Bu kıtlıkta kalkıp çıkan acaip CD-albümlerden biri gene dedim... Hani olur hep, abuk sabuk tarzda bir albüm, bir ön kapağına, bir isim başlığına ya da bir Yurtdışı özeni taklitliği ile yayınlanıp; anlaşılmayan, dinlenmeyen, satın alınmayan bir CD/albümden biri gibi...

Mine ismi ile igili olarak eskiye dayanan bir geçmişim var. Ajlan-Mine olarak ve sadece Mine olarak. Ve sonra arada sırada duyduğum Jazz yorumlayan Mine olarak...

Bu kapakta gördüğüm kız, bembeyaz. Hande Yener'in resimleri kadar cesur... Kimdir, nedir?
Elbisesinden belli "dance" müzik mi yapmaktadır? Bir de mini bir Maxi-single/EP şeklinde mi? İddalı mı? Ben sever miyim? Albümünü almadan nasıl dinlerim...

Esen Shop, sağolsun; merak ettiğim albümleri "ön dinleme" yapmama ve genel olarak nasıl olduklarını anlamama yardım ediyor. iTunes gibi yani...

Eee bu albüm burda yok. Google ile aratalım bakalım. Bedük ile düet yaptığı "Madonna" isimli bir kaydı da vardı. Hımm.., 18+ bir kurgu video çıkmasın mı. Ultra Naté'ten "Automatic" klibi ile Madonna'nın "Erotica" dönemi "nü" sahneleri yer alıyor. Gece yarısı şaşkınlığında önce bunun gerçekten de "dalga geçer niyetinde" gerçek vidyo sandım. Sonra "Benim Günüm" isimli vidyosu MTV Türkiye'de yayınlanmış onu izledim. Janset'e benzeyen, karda minicik iç çamaşır edasında '60´ların mayo tasarımını andıran (Kefaret'te Keira giymişti; çok iyi hatırlıyorum) bir elbise ile erotik, bir ileri bir geri dolanan bir kadın... Janset'e çok benziyor... Yaramaz çocuklar gibi... Tarzı elektro... Hande Yener'in "Hipnoz" albümüne, Portecho'ya çok yakın...

Sonra paylaşım siteleri ile albümü indirmeye çalıştım. Şaşılacak kadar çok ücretsiz korsan paylaşımı çıktı. Çok şaşırdım. Kimisi de 4 şarkı sadece. Neyse tüm şarkıları buldum. Sonra albüm arka kapağına bakınca Seyhan Müzik dağıtımı olduğunu ve Seyhan Müzik web adresi üzerinden araştırayım dedim... Derken bir blog yazarından albüm yorumunu ve Mine'nin resmi adresini buldum. Tüm şarkılar burda varmış meğer... Blog yazarı da demişti ki "eskisini aratmadan dönenleri seviyorum..." Uzun zamandır bulmaya çalıtığım bir cümleydi sanki... Benden ne çok eski geçti, kendini sevdiremeden...

Füturistik tasarımları seviyorum da, bu tarza yapılan Türk albümerin genelde içi boş oluyor. Kofti çıkıyor yani. Bu beni çok üzüyor... Yapanı da çok üzüyor ki, bir daha adı sanı duyulmuyor... Bu bakımdan Tuğçe San'ı çok ararım hala... Neyse, Mine resmi web adresinden ve Mess Müzik resmi adresinden ilgili yazıları okuyunca, biraz araştırınca dediklerimi daha iyi algılayabileceksiniz.

Vidyo ve resimleri inceleyince ise, dediğine göre özgün olmaya çalışan Mine; vidyoda çok belli, Hande Yener'in "Romeo" vidyo klibinindeki yürüyen ayakkabı stilini ve fotoğraflarda Ayşe Hatun Önal'ın albüm fotoğrafları ve "Kalbe Ben" vidyosunda kullandığı metalik-pullu sabahlık benzeri elbise ile Eskimo kürkü başlığı tarzı fotoğraflar çekilmiş... Belki "bu iki kişiye selam, bende varım aranızda" demek istediler; ama taklit her zaman aslını anımsatır.

Etkilenmelerini ve yeni çabasını tabii ki taktir ediyorum... Benim de sevdiğim bir sesti ve sevdiğim seleri dinliyor, önemsiyor, ilham alıyor. Böylesini bu zamanda bulmak zor. Kendi çabasınla da tutunmak zor. Ama denemesi bile taktire değer.

Mine'nin yeni çalışması için ön-yargımı aşıp, EP'sini dinleyip, fotoğraflarına bakıp, vidyosunu izleyip; ondan sonra konuşalım. Bedük gibi işini özenli yapıp, ince eleyip sık dokuyan bir ile bile "bonus track" niyetinde "Madonna" isimli bir şarkı yapıyorsa, bir bildiği vardır.

Şimdi CD'sini alma vakti...

--
Mine resmi web adresi -> http://www.mineonline.net/
Mine Mess Müzik sayfası -> http://www.mess.com.tr/mine.html

3 Temmuz 2009 Cuma

Princess Mononoke

Başyapıt!

En sevdiğim filmi oldu Hayao Miyazaki'nin... "Titanik" kadar duygusal, "Y.E. Kralın Dönüşü" kadar macera içeren mükemmel bir animasyon. Kaçırmayın... kesinlikle!

2 Temmuz 2009 Perşembe

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Ice Age: Dawn of the Dinosaurs

Harika! Harika! Harika!

Öncelikle 3-D (3 Boyutlu) olarak filmi izlemek mükemmel bir deneyim. İzlediğim en eğlenceli filmdi. O nasıl tarif edilir bilmem ki, TV'de izlemeye çalıştığınız 3-D ile hiç alakası yok. Sinemada en arkalarda oturmamaza rağmen, film kucağımıza kadar yakına gelmiş duruyordu. Kocaman küp salonda elinizi uzatsanız fındık sincabının tutkuyla koruduğu fındığına dokunabilecektiniz...

Transformers 2'yi izlerken "umarım Buz Devri 3'te bu fındık sincabının tanıtım filminden daha fazlasını içeriyordur" demiştim. Yoksa gene hayal kırıklığı yaşamak istemiyordum. Ama bu tanıtım, filmin sadece ilk 2 dakikası imiş. Asıl süprizler filmin içinde ve özellikle, özellikle 3-D olarak izlenmesinde!

Şu ara gülmek ve eğlenmek için hararetle tavsiye edebilirim; Buz Devri 3'ü mutlaka 3 Boyutlu olarak sinemada izleyin! Türkçe seslendirmesi de çok iyi.

Daha önce Aliens vs. Monsters'ı 3-D izlemek daha başka olabilir diye yazdımdı; doğru tahmin yürütmüşüm. 3-D bambaşka bir şey! O yüzden artık Hollywood tüm filmler için dijital 3 Boyut teknolojini kullanmaya geçti. Eğlence olmazsa, nasıl para kazanacaklar?

2010 Oscar adayları için, animasyon kategorisinde şimdiden iddalı filmler göründü diyebilirim. Ice Age: Dawn of the Dinosaurs, Up (ki bunu da 3-D izlemek şart) ve Hayao Miyazaki'nin son filmi Ponyo da dahil, sıkı bir yarış olacağa benziyor... Tabii en karlısı kaliteli filmleri izleyerek, keyif alan biz olacağız. Böylece sinemaya verdiğiniz paraya da "evet, helal olsun" diyeceksiniz.

Blade Runner 2049

yazıyı buraya yazma: 14 Mayıs 2018. / son düzeltme: 29 Mayıs 2018. Uyarı: -- Yazı sonunda küfür var. -- Sürpriz bozucu detay, sanırım yo...