23 Şubat 2009 Pazartesi

WALL-E / Presto / 2009 OSCAR sonuçları

--- Film yorumu: Wall-E

Filme DVD olarak daha 2008 Akademi ödülleri verilmeden rastlamıştım. Oscar'lara aday olmadığını görünce, iyi film değil diye düşünmştüm...

Bu yaz en beğenilen filmleden biri oldu Wall-E.
Meğer promosyonu 2009 Akademi ödülleri için ayarlıymış.
Filmi dün izledim.

Açıkçası bu kadar şaşaaya göre daha iyi bir film beklerdim.
İnanılmaz Aile gibi yenilikçi ve heyecanlandırıcı değildi... Film bittikten sonra on üzerinden sekiz anca dedim. Oysa ben on üzerindne on iki, on üç vermeyi bekliyorudum...

Olduka özgün, evet bu gerçek. Ama hikayesi ikinci bölüme doğru sıradanlaşıyor. Ve hikaye basitte indirgenirse, kendine arkadaş bulan bir robotun macerası.

Senaryosu güzel ama yeterli değil. Ses ve ses kurgusu güzel. Görsellik; Eve ve hareketleri, robotların elektronik çizgiden gidip-gelişleri, gökyüzünde danslar çok güzel.

Film biterken, aday olduğu en iyi şarkı; Down to the Earth'ı dinlemek güzel.

DVD'de ilave olarak bu yılın kısa film adayı Presto da var. O da kısa olsada, hoş bir film.

Sonuç olarak, daha ileri seviye bir film düşlemiştim, umduğumu bulamadım.
Ama gayet başarılı ve 4 yıldız alıyor benden...


-- 81. Akademi Ödülleri Kazanaları

Canlı olarak NTV kanlından 81. Akademi Ödül törenini izledik.
Onun öncesinde ödüllü NTV anketine de katıldım. Tahminlerimin sayfa görüntülerini de paylaşacağım. Her yıl merakla beklenen tek büyük gece bu galiba... Grammy'lerde bile daha şaşaalı. Bu yıl favoriler üç aşağı beş yukarı belli idi. Ve bir aday hariç tüm En iyi Film adaylarını izlemiştim. Tahminlerde en baştan beri Heath Ledger'in ve Wall-E'nin ödülü kesindi. The Reader'i izleyemediğim için Kadın Oyuncu ödülünü Kate Winslet alır mı merakı, Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü Penélope Cruz mu, Amy Adams mı alacak ve The Dark Knight kaç ödül alacak tek merakımdı. Sonuçta bunu bir değil, iki değil, beş bin kişi oyluyor ve Akademi sonucunu açıklıyor.

Şüphesiz Doubt, Changeling, Benjamin Button, Dark Knight, Wall-E, Milk, Slumdog filmleri en çok hoşuma gidenlerdi. Baştan beri drama oyunculuğu üzerine durdum. Makyajdı, efektti derken; aslın görüntü değil oyunculuk olduğunu vurgulamak niyetindeydim. Bu yüzden ucube suratının arkasındaki oyunculuğu ile Heath'ı beğendim. Bu yüzden Doubt filmini çok sevdim...

Oscar töreni beni oldukça şaşırttı ve eğlendirdi. Süper bir gösteriydi. Hugh Jackman uzun konuşacak mı, ne yaparız derken; başlangıç olarak Anne Hattaway ile gösterisi, ardından Beyoncé ile gösterisi enfesti!

İlk merakım hemen geçti. Yardımcı Kadın Oyunucu ödülü Penelopé Cruz'un oldu. Tilda Swinton'a bayılıyorum. Bu kez oyunculuk ödüllerini geçmişteki kazan beş oyuncu gelip sundu ve biri ödülü verdi. Bu çok şaşaalı ve güzel bir yenilik olmuş. Oscar gecesinde Javier Bardem'in gelip sevgilisine ödülü vermesi, çok klişe olurdu.

Kate ödülü kaptı. Marion Cotillard muhteşemdi. Gece mavisi mavi elbisesi gecenin en iyisi idi. Ödüle giderken, yönetmeni Stephen Daldry'yi dudağında öptü. Bu adam inanılmaz karizmatik. Nicole ve Kate; ikisine de ödül kazandırdı...

Şaşkınlığım ilkin Milk'in orijinal senaryo ödülü alması oldu. Bu konuda tüm adayları izlememiştim. Wall-E'yi izledikten sonra ödülü alamayacağına karar vermiştim. In Bruges öylesine tahminimdi... Ardından teknik dalda; Görsel Efekt ödülü, Bejamin Button'a, Ses Kurgusu Dark Knight'a ki bunu bekliyordum, Ses ödülü de Slumdog'a gitti.

Uyarlama Senaryo ile başlayan Slımdog başarısı, Ödülü posterindeki pırıltılı 8 harfı kadar ödülle sonuçlandı. En çok 5 ödül diyordum ama... En iyi Film müziği ve En iyi Şarkı ödüllerini de kaptı. Etti şimdiden 6 ödül. 2'si; En iyi Film ve En iyi Yönetmen zaten cepte, etti 8...

Gecenin en sakin ödül alışı Heath Ledger'ınki oldu. Anne, baba ve kız kardeşi ödülü, çok sakin ve minnet duyguları ile alıp bence magazin haberlerine noktayı koydular. 1990'dan bu yana yapılmış, önemli- önemsiz; bir çok filmden aklımda unutamadığım ve unutamayacağım bir kaç an var. En iyi Kadın Oyuncu ödülü alan Judie Foster'in, Kuzuların Sessizliğindeki final sahnesi... Kelimeler yetmez tarifine. Piyanist filmindeki rolü ile En iyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Adrien Brody... Şahaser! Chicago filmindeki rolü ile Yardımcı Kadın ödülü alan, inanılmaz enerjik Catherine Zeta-Jones... Ve The Joker rolü ile En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülü alan, korkusuz Heath Ledger... Keşke her son böyle başarılı olsa!

Artık sonlara yaklaşırken En iyi Erkek Oyuncu'yu da Mickey Rourke alacak derken, gecenin süprizi açıklanıyor... Ödülün sahibi Sean Penn. Robert De Niro mort olup kalmıştır umarım tanıtım konuşmasından sonra... Ki Sean Penn de dalgaya alıp, "Siz miydiniz bana eşcinseli oynadım diye gülen, küçümseyen" deyiverdi... Milk'teki açık tenin ve cildinin esnekliğ yoktu o gece ama büyük oyuncu oluşunu 2. Oscar ödülü ile taçlandırıp, büyükler arasında yerini alması TÜM DRAMA severler için inanılmaz bir andı.

Finali, Yüzüklerin Efendisi zamanında olduğu gibi tüm kadro ile sahneye çıkıp, (beklediklerinden fazlasını da kazanan) En iyi Film ödülünü alan Slumdog ekibi yaptı. Oscar posteri haberci miydi bilinmez ama 8 ödülü alan Slumdog ekibi zevkten dört köşe idi. Biz de uzun zaman sonra çok güzel ve şık, küçük bir oda içinde biz bize yapılıyormuş hissi veren bir Oscar gecesini yaşamın zevkini sürmüştük... Artık yatalım.

- Ha, Angelina Jolie'nin zümrütlerine de bayıldım...

21 Şubat 2009 Cumartesi

Bir Alışverişkoliğin Sırları / Nil Kıyısında

Bir Alışverişkoliğin İtirafları'nı sinemada izledim. Puan 2/5 yıldız. Pek komik değil. Ama bol bol güldüm. "Olamaz gene mi indirim var! Nerde, nerdeee?" Bir kadın olsam her halde hiç çanta ile alakam olmazdı. Bana çok ters. Hiç bir türlü anlayamıyorum. Neden bu çanta deliliği?... Özgürlüğümü hiç kısıtlayamam. Ama ayakkabı, işte ona karşı koyamazdım! Ama bu deli gibi, al, al, al, bir reklam var TV´de paranı saçma biriktir diyor... Emekli ol... Sonra harca. Tabi yaşarsan...

Nazdraveya!
-------------------------


Nil´in de yeni albümü çıkmış. Nil Kıyısında yıkandım geldim der gibi.
D&R´da biraz dinledim de, pek beğenemedim. Herhalde yorgun olduğumdan dolayı.
CD kapağı ve stil tarzı çok Björk'sü geldi. Ama kaliteli...
Zümrüt gibi... Kıskandım.
Şarkı isimleri de Ajda Pekkan´ın Cool Kadın CD'sinde gibi
cümle şeklinde yazılmış...
İlk 5 şarkı çok enerjik... Eski Ford arablarda 30-40 hızla giderken inip, gelip size 2 tokat çarpar gibi... (bu nasıl bir yorum!)
Alıp, dinlemek, incelemek lazım. Zaten kapış kapış satılıyordu...
Alışveriş listeme ekledim :-D

Ayşe Hatun Önal - Sustuysam

Ayşe Hatun Önal Sustuysam albümünü dinliyorum.

Askerde iken albümünün çıktığını ve "standarların üstünde" -kim kurdu ise bu cümleyi, tebrik ediyorum- bir vidyo çektiğini duymuştum...

Her çarşıya çıktığımda uğradığım müzik markete albümü sordum. Sanki Mozart soruyorum da haberi yok gibi karşımdaki kişi, şaşkın bir ifade ile önce bu ismin kim olduğunu, acaba Televole'den tanıyor muyum, Kurtlar Vadisi'nde oynadı mı, Bas gaza gibi bir albüm mü diye 1-2 sn düşündükten sonra "Yok, gardeş!" deyiveriyordu, bas git beni yorma diye... Bunu duymaya alışkın ben, ikinci aşamaya geçiyordum. "Peki sipariş versem, bana 1-2 hafta içinde merkez dağıtımcınız gelince albümü alır mısınız?" Sanki yasadışı bir şey istiyorum da panikleyen masum bir insan gibi bu kez de, bir şaşkınlık; "Ne.., yok olmaz." "Nakit ödeyeceğim ama..." "Yok, 1 CD sipariş veremem. Ben toplu alıyorum..." "Hem ne tarz yapıyor bu?.." "Elektronika, minimal house." Bazısına şok halinden çıkmasına yardımcı olsun diye "Çeksene Elini diye bir şarkısı vardı, hani..." diye bir anımsama yaşatmaya çalışıyorum ama... "Haa, yok olmaz."
"Hımm, tamam... Hadi kolay gelsin!" deyip çıkıyordum.

Taa ki bir gün TV'de izleyecek salak şarkı ve klip yok iken, biri kumandayı kapmış, nerde bunlar diye kanal kanal dolaşıyor... Sanırım PowerTürk TV idi. Nüfuz'ümü kullanarak, bir Hulk olup, kanalı sakın değiştirme dediğimi hatılıyorum... Ve işte "standartlar üstünde" bir vidyo...

İşte o zaman yalnız olmadığımı anlar gibi, istediğim kadar mutlu olmuştum...

Ve albümü askerden ayrılana kadar hiç bir Elazığ müzik marketinde bulamadım.
Bunun aynısı Sultana´nın Şöhret Yolu için de yaşandı...

Kolayı vardı. İstanbul´dan getirtebilir ya da İnternet üzerinden alabilirdim.
Ama peki ya askeriyeye, "Pardon ben hergün Kondom şarkısı yerine, Müzik CD'si getirdim, onu dinleyeceğim mi diyecektim"...

2009'un ikinci gecikmiş albümü olsa da, fiziksel CD'si şimdi iTunes'imde...

19 Şubat 2009 Perşembe

Gran Torino

Aslında "Geniş yazı / Film yorumu" başlığı olacaktı ama şimdilik suskun kalmayı tercih ediyorum. Filme gelince sadece puanlıyorum. Clint Eastwood için Gran Torino neden bu kadar önemlidir, onu araştıracağım... Puan 2/5.

13 Şubat 2009 Cuma

2009 OSCAR ödüllerine dair 3


Henüz izleyemediğim, ama kesin ödül alır dediğim bir beğeni listesi:


En iyi Kadın Oyuncu: The Reader

En iyi Animasyon: Wall-E

En iyi Kostüm: The Duchess

En iyi Müzik: Defiance

En iyi Şarkı: Wall-E

--
En iyi Erkek oyuncu için umudum, Akademi Monster film ile Charlize Theron'a ödül verdi ise, Mickey Rourke de ödülü verir.

En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu'da süpriz olabilir.

En iyi Yönetmen içinde süpriz olabilir. Ron Howard belki seçilebilir. Yoksa Frost/Nixon eli boş kalacaklardan. Çok az bir fark ile bu yıl Slumdog Millionaire'nin oluyor...

En iyi Müzik için 3 aday var bence: Defiance, Benjamin Button, Slumdog. Temasal olana en çok Defiance uyuyor. Milk'in müziği hoşuma gitmedi bir türlü.

Teknik dallar: Eğer The Dark Knight'a hiç ödül verilmez ise çok üzülürüm. Zaten En iyi Film, En iyi yönetmen, En iyi Müzik adayı olmadı, bari Akademi Batman sevmiyorsa, hakkı yenmesin.

Wall-E, bu yıl 6 dalda aday oldu. Geçen yıl ki Ratatouille'nin 5 adaylığını geçti. Beast and Beauty kadar adaylığı var. Ama artık animasyon filmler için ayrı bir En iyi Film dalı olduğundan, bir animasyonun normal En iyi Film adayı olması hayal gibi... Ama benim hala umudum var.

10 Şubat 2009 Salı

2009 OSCAR ödüllerine dair 2


En iyi Film, En iyi Yönetmen, En iyi Uyarlama Senaryo, En iyi Kurgu: Slumdog Millionaire

-belki- En iyi Yönetmen: Frost/Nixon

En iyi Makyaj, -belki- En iyi Müzik: The Curious Case of Benjamin Button

galiba eli boş kalacak: Milk

En iyi Erkek Oyuncu: The Wrestler

En iyi Görüntü, -belki- En iyi Sanat Yönetimi: Changeling

-belki- En iyi Ses, En iyi Ses Kurgusu, En iyi Görsel Efekt: The Dark Knight

-belki- En iyi Görsel Efekt: Iron Man

--
Ödüllerin gideceği filmlere dair tahminlerim.

2009 OSCAR ödüllerine dair 1


En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu beğeni listem:

1- Heath Ledger / The Dark Knight
2- Philip Seymour Hoffman / Doubt
3- Robert Downey, Jr. / Tropic Thunder
4- Michael Shannon / Revolutionary Road
5- Josh Brolin / Milk


En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu beğeni listem:

1- Penélope Cruz / Vicky Cristina Barcelono
2- Amy Adams / Doubt
3- Viola Davis / Doubt
4- Taraji P. Henson / The Curious Case of Benjamin Button
5- Marisa Tomei / The Wrestler

--
Değerlendirmem, aday oldukları filmlerdeki rollerini izleyip; oyunculuk, filmdeki önemi ve benim beğenime göre yorumlanmadır. İlk üç adayın mutlaka ödülü alacağını tahmin ediyorum.

9 Şubat 2009 Pazartesi

Chanceling

Angelina Jolie, Meryl Streep'ten de başarılı. Damarına kadar acı, acı, acı... Görüntüler ve sanat tasarımı çok iyi. Puan 4/5

8 Şubat 2009 Pazar

Doubt

5 yıldız. Çok şahane bir film. Sessiz sedasız gelen ama kalitesiyle takdir toplayan bir çalışma. Amy Adams, Viola Davis mükemmel. İkisi de Oscar adayı. Aynısı Meryl Streep ve Philip Seymour Hoffman için de geçerli. İkisi de döktürüyor... Senaryo çok, çok iyi. Diyologlar öyle yerli ve yerindeki; ne az, ne çok. John Patrick Shanley hem yönetmiş, hem yazmış. Hem de Oscar adayı olmuş. Görüntüler mükemmel. İzleyin!

7 Şubat 2009 Cumartesi

The Wrestler

2 yıldız. 18 yaş üstü için uygun bir film. Sadece Mickey Rourke'nin performansı için katlandım. Marisa Tomei'nin de çok başarılı bir oyunculuğu var. Hikayesi çok ağır. Çok gereksiz bir film...

6 Şubat 2009 Cuma

Daft Punk - Human After All

Bir blogta her gün; bir şey eklemek, bir amaca dair yazmak zormuş. Bunu kabul ettim bile...
Günlerin yorgunluğunu, Perşembe'ye bırakıp, sıfır giriş ile Cuma'ya geçtim...


Neden DAFT PUNK? Başka biri değil?..
Hım, öncelikle kendilerini daha ilk çıktıkları günden beri duyup dinlediğim, Power FM'de Around The World isimli bir programa isim öncülüğü etmeleri, sevdiğim house/deep house müzikleri yapması... Bu günlüğü ve ALIVE 2007 CD albümlerini aynı gün, 20 Ocak 2009'da almış olmam... En büyük etken.

ALIVE 2007 ile açılan günlüğümüz, bir hafta kadar da HUMAN AFTER ALL ile sesleri dinlemeye devam ediyor... Bu yazımda daha çok HUMAN AFTER ALL albümüne ve sonrasına dair değineceğim.

Öncelikle tersten başlayarak bir DAFT PUNK diskografisine dalış yapmış oluyorum.
Öncesine dair duyduğum bir-iki single şarkılarından başka, tüm çok çalan-duyulan kulliyatının özetini, Musique, Vol. 1 (1993-2005) albümü yerine, ALIVE 2007 ile dinlemek; dahası her şarkıda, başka şarkılarından örnekler ile şarkılarını yeniden-birleştirmeleri çok, çok güzel! 2007 sonunda HARDER BETTER FASTER STRONGER (ALIVE 2007) single'ni dinlediğimde ağzım açık kalmıştı. Ardından ilk kez TV gösterisine çıkıp, GRAMMY'de KanYe West ile sahne almaları, onların gizemli halini biraz bozuyor, çoğunluğa kim olduklarını gösteriyordu...

İki-üç gündür Musique şarkılarına yaptığım bir kes-kopyala-yapıştır usulu yeni düzenlemeyi hazmetmeye, ooo, güzel olmuş diyerekten kendimi cesaretlendirmeye çalışıyorum...
Buna sebepte, eski anlara dair, ani geri dönüşler yapıp, kendimce kuramlar kurmam.


Şimdi HUMAN AFTER ALL kaydının CD halini inceleyelim.
14 Mart 2005 tarihli, Virgin Music FR yayımı. 10 şarkı kaydı yer alıyor.


1- Human After All
2- The Prime Time of Your Life
3- Robot Rock
4- Stream Machine
5- Make Love
6- The Brainwasher
7- On / Off
8- Television Rules the Nation
9- Technologic
10- Emotion


Bu albüm kaydını; ön-yargısız, kendimizi bırakıp dinlemelisiniz.
O zaten sizi alıp, götürecek.
Ama yeter ki on kaydı baştan-sona dinleyin... Yorumlarınızı, sonraya saklayın.
Bende öyle yapıp, diski tekrar dinledim...


Şarkılardan en çok #1, 3, 8, 9 hoşuma gitti.
En çok #2 şarkıda şaşırdım.
En çok #10 sevmedim...

--------------------------------------------

DAFT PUNK yazısı, bölüm 2:


HUMAN AFTER ALL, ROBOT ROCK albümün en iyisi.
Sonra TECHNOLOGIC.

THE PRIME TIME OF YOUR LIFE, en çok şaşırdığım kayıt oldu.
Albümde #1-2-3 ve 7-8-9 şarkıları bitiş yerinden, diğeri devam eder gibi. Ardı-ardına mikslenme yok ama... ALIVE 2007'de başka dinledikten sonra; albüm halini çok şaşırdım. Seslerin robot sesi, elektro gitar sesi, vocader vokal benzeri sesleri, bir yerden sonra insanı kısıtlıyor. Bir kaç kelimenin sürekli tekrar edilmesi de. Ama zaten fazla söze gerek duymayan bir albüm. Bunu, bu hali ile gösterip, size görüşünü bırakıyor.
Şarkıyı dinlerken, değişen ritmi, Bilim-Kurgu filmlerindeki efeklere benzettim. Lazere yakalanmış hissi, öleceksin, ha ha ha... kahkalarını anımsadım. X-Men'deki gözlerinde lazer çıkaran adamı hatılattı bana. Amanın yanacağım diye çekindim... Ve çok güldüm...

STREAM MACHINE, disko tarzı, gene teknolojiyi eleştiren bir şarkı. Bir vidyo-oynatıcı gibi sürekli yenilen sözler ile devamı, devam etmekte.

MAKE LOVE, ilk 4 elektronik şarkıda bunalanlar için harika bir mola. Sakin tonu sizi rahatlatıyor...

THE BRAINWASHER, gene en çok güldüğüm şarkılardan biri. Bana He-Man çizgi filmindeki lanet iskeletoru hatırlattı. Öleksin, ha ha ha der gibi. Mahvedeceğim seni, ha ha ha... Beyin yıkayıcısı, B yüzünü Human After All'u. Kaliteli. Sürekli bir koşuşturmaca efekti, Scooby-Doo'da sizi hayaletler kovalıyormuş, sizde sağ-sol koşuyormuşsunuz gibi geldi. Ben Beyin Yıkayıcısım, aaa, kaçın diye... Erol Alkan'nın Kokru Evi müzikal hali düzenlmesi, albüm halinde daha iyi.

ON /OFF, 19 saniyelik, TELEVISION RULES THE NATION şarkısını introsu gibi.
Televizyon açık ya da kapalı. Hayatınız buna göre yaşanıyor diyor.

TELEVISION RULES THE NATION, ana temanın esası bence. Ön kapakta görülen TV'de daft punk yazısını anımsatıyor. Oooo, ooo; şeklinde devam eden gitar rifi, stadyum şarkısına benzer bir özellik veriyor. Topluma adanmış gibi.

TECHNOLOGIC, ne kadar robotlaştığını, şunu yap-bunu yap, şeklinde insanın basitleştiğini ifade ediyor. Bu şarkının vidyo klibi de çok ilginç, ARÇELİk'in Çelik'i gibi, suratı-soyulmuş bir robot konuşup duruyor. Bitişe doğru müziği HUMAN AFTER ALL'ı anımsatıyor...

EMOTION, ismine nazaran hiç bir duygu barındırmayan bir şarkı. Ben sevmedim. Ama konsepti çok iyi tamamlıyor... Robotlaşan insanda, duygu özürlü halini iyi veriyor. Emo-tion diye tekrarlar, Human der gibi bir bas, beni gerdi. Albümün en uzun süreli kaydı.

İnsanız sonuçta, hata yapabilir, her haltı yiyebiliriz. Teknolojiyi biz istedik, tembelliği biz getirdik vs. gibi bir çok sonuç çıkarılabilir. İlk 2 albüme göre daha faklı bir tarz, daha kararlı bir anlayış.
Albüm olarak iyi bir konsepti var. Grammy'de En iyi Elektronik/Dans albümü adayı oldu.
ELECTROMA filmi ile albümü tamamladıklarını düşünüyorum...

4 Şubat 2009 Çarşamba

Bolt

3 yıldız. Bol bol güldüm öncelikle... Köpek çok salak bi' şey. Kovalamaca ve aksiyon pek fazla. Ama başka bir artısı yok. Gülmek için ideal bir animasyon.

2 Şubat 2009 Pazartesi

Revolutionary Road

3 yıldız. Biraz ağır bir film. Kate Winslet ve Leonardo DiCapri'nun oyunculukları iyi. Sanat yönetimi ve dönem kostümleri çok başarılı. '50'li, '60'lı yıllar çok iyi yansıtılmış. Michael Shannon'un oyunculuğu filme ivme kazandırıyor. Kathy Bates, emlak satıcısı olarak akılda kalıyor. Müzikler de fena değil.

1 Şubat 2009 Pazar

Gus Van Sant - Milk

18 yaş üstü için uygun bir film. Filmin stilini çok beğendim. Dönemin vidyo teknolojisini çok iyi yansıtmış. Sean Penn'in oyunculuğu mükemmel. Kurgu fena değil ama özgün senaryo çok iyi. Josh Brolin'in rolünü sevemedim. Makyaj ve kostüm tasarımları da başarılı. Benim için Oscar sıralamasında ilk üçüncü film olur diyebilirim. İzleyin! Puan 4/5.

Blade Runner 2049

yazıyı buraya yazma: 14 Mayıs 2018. / son düzeltme: 29 Mayıs 2018. Uyarı: -- Yazı sonunda küfür var. -- Sürpriz bozucu detay, sanırım yo...