yazıyı buraya yazma: 14 Mayıs 2018. / son düzeltme: 29 Mayıs 2018.
Uyarı:
-- Yazı sonunda küfür var.
-- Sürpriz bozucu detay, sanırım yok.
-- Sansür kısmı konuları var.
----
----
Filmi izledim.
Oscar 2018 öncesi sürekli teknik dallarda favori gösterilirdi. Dunkirk ve bu film için herkesin ağzının suyu akardı. Yere göğe sığdıramazdılar... vesaire.
Şunu demeliyim ki Blade Runner Director's Cut (10. yıl versiyonu) dvd baskısını izlemiştim.
Evet renkli, Times Square gibi, neonlu bir film. Ama çok sıkılmıştım. Makyaj berbattı. Despotik uzay ve 5. Element vari (5. Element sonra çekildi farkındayım) çılgın uzaylı filmi, androidler filan; beni sarmadı. Mağaza vitrininden çıkmış yüzler, şekilsiz robot haraketleri filan; oldukça saçmaydı.
Bilim kurgu filmi severim. Sevmem değil. Alien mesela, özellikle açılış yazısı için bile bana bir süre blow-out-my-mind yaşatmıştı, hala da en güzel tasarımlardan biridir benim için.
Gel gelelim ki Prometheus filminden sonra Alien işini sıçıp, sıvan Ridley Scott'tan özellikle; büyük beklentilerimin olma-ma-sı-na rağmen Alien: Covenant filmini gördükten sonra, sildim gitti.
Bir seri ancak böyle rezil edilir. Yüzüklerin Efendisi ile en iyiyi yapıp, Hobbit ile en kötüyü yapmak gibiydi.
Blade Runner'ı anlamadım. Sevemedim. Evet zamanına göre iyi, muhteşem, şahane olabilir.
Fakat benim sevdiğim bir iş değil.
Matrix filmini severim. Contact filmi mesela... Ama Interstellar değil mesela.
Blade Runner 2049'u ödül aldıktan sonra sırf bunun için izlemeye karar verdim.
Ekşi sözlüğe göz atınca, spoiler almadan, sansür olayını duydum.
Sonra özellikle IMAX sinema gösteriminin, Sony firması tarafından Doğu ve Doğulu bölgeler için ahlakları ve fikirleri bozulmasın diye sansürlenmiş versiyonunu verdiğini, diğer ülkeler süper özgür, süper ahlaksız olduğu için onlara normal versiyon verilmiş...
Şimdi bir sinema adına ayıp, para verip, tercih ederek ve 18 yaş üstü gittiğini de varsayarsan, yasal olarak porno izleme hakkın var. Sinema bunu yayınlıyorsa, sende izleyebilirsin. Ki önceden bunu yapan sinemalar vardı ve o zamanlar Türkiye süper ahlaksızdı.
İki, filmi iTunes 4K dijital kopya olarak izledim. 2 saat 43 dakikada, sansür yapılmış, açık seçik sahne bekledim. Çıkmadı. bir son 10 dakikada, hologram olarak memeleri görünen Japon kızı gibi bir şey var. Bunu zaten klasik oldu ama Rihanna kliplerinde görüyoruz.
Ha sansür bir de çıplaklık olarak değil, Jared Leto'nun oynadığı karakterin Tanrı misali algılanacağı ve çok ahlaklı, terbiyeli Doğu ve Doğu bölgesi insanları için çok sakıncalı bir durum diye bu sahne/ sahneler kesilmiş.
Üç, filmin tamamen stratejik olarak böyle laf çıkartılarak, alakasız sahnelerine sansür uygulayarak (TV'da insanların yüzü mozaikleştirme, gözlerine siyah bant koyma gibi dersek) merak uyandırma ve konuşulmasını sağlamak amacı güdülmüş diyebilirim.
Zira dediğim gibi filmde porno sayılacak bir durum yok, hatta hologram japon kızın memeleri dışında erotik kabul edilen bir sahne yok. Çıplaklık, seks yok. Film o kadar soğuk ki, öpüşme olsa etkilenip, sevgilinizi öpmek istemezsiniz. Film o kadar boş ki, belki uydunuz gittiniz, haberiniz olmaz. Eller havaya, denize hopladım, mutluyum, süper ahlaksızım diye yayınlanan pop şarkıları daha açık seçik, daha seks imali içerikli, vesaire. Sansürsüz yayınlanıyor. Ki Britney Spears, Christina Aguilera'yı destekleyen; bunları bırak, en yeni Miley Cyrus'un süper ahlaksız halini yayınlayan Sony, dön de bir kendine bak. Sansürü kendi iki yüzlülüğüne yap. Sonra blu-ray'lerde "aa bu sansürsüz kopyası" alın ne olur, alın deyip durursun...
Film, geniş mekanı olan bir modern sanat müzesini gezmek gibi.
Bundan nasıl ahlakınız bozulur, nasıl etkilenirsiniz, nasıl seks duygularınız coşar, ben anlayamadım.
Film'den beklentim süper renkler, süper efektler, deli aksiyon, Star Wars türü aksiyon, 5. Element gibi renklilikti.
Film fotoğraf çekmek için harika manzaralara sahip anlardan oluşuyor.
Süper gökkuşağı çıktı, çek.
Süper sis çıktı, çek.
Süper mavi gökyüzü çıktı, çek.
Süper toz bulutu var, çek.
Süper deniz manzarası var, Maldivler gibi, çek.
Dubai gibi manzara var, çek.
Görsellikten çıkan kısa sonuç bu. Tek beğendiğim, etkilendiğim altın renkli oda ve duvarda dalgalan yansımaydı. Işık oyunlarını, geniş odaları çok değil, X-Men Apocalypse filminde, açılıştaki Piramit sahnelerinde görmüştük.
Bir de radyasyonlu bölgeye gidiş, süper çöl turuncusu rengi.
Star Wars 8 filmindeki tek güzel şeyin, o kırmızı renk olması gibi.
Görsel efektlerde etkileyici olan (beğendiğim) hologram sevgili ile, gerçek bir kadının görüntülerinin, haraketlerinin üst üste bindirilmesi fikri, sahneleri (çıplaklık, seks yok), bir kadınla konuşmaya gittiği böceğe süper yakın çekim yaptığı kısım, ve hologram Elvis çıktığı sahneleri. Bunun dışında kamera kullanımı sabit ve Ryan Gosling ebatların alacak şekilde olması hoştu. Hepsi bu. Haa bi de çöplük sahnesi hoştu. Kısa bir şey zaten.
Bunun dışında 2 saat 43 dakika, deniz kenarında yürüyen bir insan gibi, sığ bir film.
Konuşma çok az.
Senaryo yok.
5 dakikada özetlenecek bir hikaye var.
5 dakika bile sürmez, anlatırsın film bu diye, bu kadar. Gerisi konuşması olmayan bir sürü sahne. Dedim ya, sanat müzesi dolaşmak gibi.
Filmi izledikten sonra Dunkirk'ü daha beğendiğimi belirteyim. Daha mantıklı ve film yani. Daha geniş konusu var. Evet o da çok doğaçlama, serbest bir iş. Bir de en iyi kurgu Oscar ödülü aldı, sanki başka film yok gibi.
Dunkirk filmini de hiç sevemedim. Yani kafana göre yapılmış bi şey. Normal filmlere benzemiyor.
Bu film ise daha başka bir şey.
Ve bu kadar abartılması, konuşulması, sansür hikayesi filan çok saçma şeyler.
Beğen var mı, var. Bu türü seven, karanlık bir gelecek, karanlık bir robot hikayesi seven var mı, var.
Bir de Harrison Ford, yani hikaye bağlantılı ama niye koyarsın adamı bu filme.
Bırak artık emekli olsun.
Hayatı Star Wars'ta kolpalık yaparak, çakallık yaparak geçmiş biri.
Geçen Mel Gibson'un Teldeki Kuş filmini izledim. Aklıma geldi.
Maverick filminde ve diğer filmlerindeki gibi, hayatını kolpalık yaparak, serserilik yaparak geçirmiş bir tip.
Millet ayılıp, bayılıyor bunlara.
Filme bir katkısı yok, filmin gidişatını değiştirmesi yok.
Eski filme bağlantı olsun, iki görünsün yeter, bir de aksiyon yapsın az, tamam. Gelsin paralar...
Zaten Jared Leto'yu Joker performansından sonra silip, atmıştım.
Burdaki işi de laf olsun torba dolsun misali. Detay yok.
Boş bir film. Yüzde bir beğenen var, yüzde bir sevmeyen. Diğer yüzde doksan sekiz filmden habersiz.
Bu yani Blade Runner 2049. Sesini kapa, TV açıkken bak öyle. Renkler filan değişiyor.
--
Filmlerin kalitesi düşüyor.
Kalan filmlerde kötünün arasından en iyi olanları.
Sinema adına çok kötü.
Ha bi de kolpalık demişken, bu kelimeyi de hiç sevmiyorum ama
Blade Runner (1982) ilk filmin bile 3 farklı hali var.
1982 yılı sinema hali,
1992 yılı director's cut dedikleri 10. yılına yayınlanan yeni kurgusu,
2007 yılı yönetmenin yaptığı the the final cut isimli 25. yılında yayınlanan üçüncü kurgusu var.
Filmin şekli şemalı bir net değil. Her kurguya göre film de değişiyorsa, neye güvenelim?
Hangisini "aha kardeşim film bu, bunu temel almalısın denmiyorsa", 20-30 yılda bir yeni kurgu çıkacaksa, bu nasıl film tamamlama, yapma işidir?
Blade Runner 2049 öncesinde de 3 tane kısa film var.
Bunlar ilk film ve 2049 filmi ara zamanında geçen kısa filmler.
İlki animasyon. Son ikisi de 2049 karakterlerinin olduğu gerçek filmler.
You tube'ta var, 1080p olarak izlenebiliyor. Filmden önce izlemeniz, hikayeyi anlamanızı kolaylaştırır.
Frozen çizgi filminin fragmanı izleyip, meraklanıp, sonra filmi izleyince; fragmanda olan şeylerin filmde çıkmayınca, kandırmanın kötü bir şey olduğunu anlıyorsunuz.
Yaptığını bütün bir işi tamamlayamıyorsanız, bunu parçalı parçalı yapmayın.
Anlatmak istediğiniz bir hikaye varsa, bunu bir bütün olarak vermek bence daha doğru, makul.
Blade Runner 2049 o kadar uzatılmış sahneler ile dolu ki, eminin 5 dakikalık bu kısa filmleri asıl filme eklediğinizde, "aaa, ne kadar kısaymış" deyip, şaşırırdınız.
----
düzeltme:
Filmde, sinemadaki IMAX 3D kopyasında sansür durumu olmuş. Fanustaki robot modelleri sansürlenmiş. Süper çıplaklık var diye. Alien 4 filminde de geliştirilmeye çalışılan Ripley modelleri vardı. Onlarda fanus içinde idi. Aynı şey değil ama Yunan heykellerine bakıp, bunun memesi var, bunun pipisi var deyip, kendinden geçmek; bence bu zihniyet sansürlemeli. Bundan etkileniyorsan, sende ciddi bir bozulma var, doktora görünmelisin.
İkincisi filmin en güzel kısmı olan, yaratıcı bir uygulama bence, hologram ile gerçek görüntünün üst üste bindirilmesi kısmı. Bu tamamen yokmuş. Yani bunu da "threesome fuck" olarak algılama, nasıl bir niyet; zaten bir seks sahnesi yok, seks kısmını nasıl akıl edip, çıkardın? Ömründe ilk kez gördüğün bu üst üste bindirime görüntüsünü ilk kez izlerken, beynin nasıl hemen başka şeyler düşünüp, tahrik olsun, seks moduna geçtin? 4 tane el, kol, göz görünce kendini sarhoş ayırt eden resimlere bakar gibi rahatsız hissetmedin mi! Beynin, süper beyin mi? Mutant filan mısın? Bu neyin abazalığı...
Açıkçası Ryan Gosling bile o kadar soğuk ki, yani karşında olsa öpmeye yeltenmezsin. Öylece tepkisiz duruyor adam. Bu soğuk filmden etkilenin, Nicki Minaj vidyolarında tavan yapmaya, balon gibi şişip patlamaya, yok olmaya davet ediyorum. Yok olun da, Dünya rahat etsin.
Bilim kurgu filminde, adı üstünde bilim, kurgu, insan gibi görünen robot yapmaları, robot üretmeleri, eski çoğu filmde var. Alien 4 mesela. Başka filmler... İlk kez yapılmış bir şey değil. Gelecek için robot seks çalışanları planlanıyor. İlk alıcıları da zengin Araplar. Hadi bunu da sansürle. Filmde sinek var, sansürle. Filmde kuş var, sansürle. Filmde bulut var, sansürle... Bir Ejderha Dövmeli Kız filmi yapan Sony, çok ince bir çizgide ilerliyorsun. Bazı işlerin iyi, takdir topluyor. Bazısı da sıçıp, sıvıyor. Walkman gibi battı batacaksın, haberin yok.
Dört, burda yazdığım kelimeleri kafasına göre düzelten Google ya da Blooger, ya da benim klavyem, allah belanı versin. Bırak istediğim kelimeyi yazayım. Hatalı ise altını kırmızı çiz ya da sonra yazımı okuyup, kendim düzelteyim. Ben kaçar yazarken, sen kaşar diye düzeltme. Cümle anlamını da bozuyorsun. Ne yazdığım da anlamsızlaşıyor.
----
----
düzeltme 29 Mayıs 2018;
Filmi izledikten sonra, uzun süre aklımda hep Memur K kaldı.
Ryan'nın donuk, durağan hali...
Ayrıca saç kesimini çok beğendim ve yakıştırdım.
Başka, Joi hologram kadının oyunculuğunu da beğendim.
Görüntüler, efektler güzel.
Büyük ekran (55, 65-inç gibi) QLED TV'de, 4K olarak 2D izlemek en iyi deneyimi veriyor.
Sansür uygulayan beyninizi s***yim.
TR'de yurtlarda çocuklara tecavüz ediliyor, bundan utanmıyorsunuz, ama anatomik heykelde erkek penisi var deyip sansür koyuyorsunuz. Yunan heykellerinde de erkek penisi var. AMK yobazları, sizde penis yok mu...
Filmleri BR ve BR 2049'u yeniden 4K olarak izleyip, yazacağım.
Gerçi ilk filminden çok sıkılmıştım. Umarım "final cut" kurgusu iç açıcıdır..
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
Blade Runner 2049
yazıyı buraya yazma: 14 Mayıs 2018. / son düzeltme: 29 Mayıs 2018. Uyarı: -- Yazı sonunda küfür var. -- Sürpriz bozucu detay, sanırım yo...
-
Uzun bir aradan sonra özlediğim Şebnem Ferah geri dönmüş. Kısa ve öz anlatım, yerinde yorum. Her zamanki gibi titiz bir çalışma ve albüm o...
-
Tavuk sote yedik. Çok yağlıydı... Altın Küre ödülleri Avatar'a gitmiş, bari Oscar'lr gitmese... Hayatım izlediğim en klişe film! Nas...
-
Çarşamba: kızarmış patetes üzerine kaşar serpiştirilmiş şeklindeki yemeği (!) yedik. onlara göre "kaşarlı patates" yemeğiydi bu. Ç...