Milenyum Serisi, Bölüm 3 — Arı Kovanına Çomak Sokan Kız
kitap yorumu, 1 Ekim 2015.
Kitabı okuduktan sonra okunması tavsiye edilir. Sürpriz gelişmeleri bozacak detaylar içerebilir.
İkinci kitabı okuduktan sonra, üçüncü için heyecanlı ve meraklıydım. Ama üçüncü kitap DVD filminden hatırladığım bazı sahneler dışında, oldukça geniş Zalaçenko ve servis anlatımı ile SAPO içindeki ayrı gruplaşmayı anlatıyor.
Buna paralel hikaye Lizbet’in durumuna da devam ettirirken; ki son kitap asıl mesele Lisbet’in durumu ne olacak, işler nasıl sonuçlanacak. Oldukça fazla detaylı servis ve Mikael’in evinin izlenmesi, servise karşı başka bir Adalet servisi oluşturulmasını anlatıyor.
Derken Erika, SMP diye günlük bir gazeteye genel yayın yönetmeni olup, Milenyum dergisi genel yayın yönetmenliğinden ayrılıyor. Derken yeni işinde (oldukça zorlama duran yan hikaye olarak) bir sapık hikayesi çıkıyor.
Bu sapık hikayesi yer yer oldukça gergin bir noktaya gelince, ilk kitaptaki Heriet hikayesini anımsatıyor ama onun kadar güzel kurgulu ya da detaylı değil. Küçük bir macera. Yok yere.
Birinci kitapta asıl hikaye Heriet’i aramak iken, ikinci kitap Lizbet’in hayatına odaklanırken, üçüncü kitap oldukça zorlama olarak hikayeyi tamamlamayı, bir sona doğru erdirmeye çabalamış. Ama ikinci kitabın müthiş hikaye anlatımı ve kurgusu maalesef üçüncü kitapta yok. Bir yerde DVD’den Lizbet’in davada yargılanacağını bildiğimden, o bölümlerin ne zaman geleceğini bekleyerek okumayı sürdürdüm.
Hastanede iken DR. Johansson’un Lizbet’e yakınlaşmasını “acaba aralarında sevgili durumu olacak mı?” heyecanı ile okusam da böyle bir şey omadı. Ve arada gereksiz konu kalabalığı şeklinde bütünden ayrı tatlar bıraktı.
800 sayfa olmasına rağmen hikaye bittikten sonra epilog kısmı var.
Farklı bir dünyadan farklı bir dünyaya geçiş yaparak saçma bir şekilde bitiyor. Hele ki Mikael ve Lizbet’in tekrar karşılaşması şeklinde biten final kısmı (hani küs kalmasınlar diye) David Fincher’in filminin sonunda Lizbet’in Mikael ile Erika’yı birlikte görmesi ve onları derfterden silmesi oldukça etkileyici ve Lizbet’in kişiliği iken; ikinci kitapta Miriam Wu ile olan ilişkisi, toprağa gömülmesi ve Mikael’in ona yardım etmesini, üçüncü kitap yine Mikael’in servis ve Zelaçenko’ya hakkında yazması ve Lizbet’e hastanede yardım etmesini, en sonunda zoraki bir barışma ile bitirmiş yazar. “Bu da ne şimdi?” deyip, kalıyorsunuz.
Okurken çok sıkmadı ama üçüncü kitap zoraki olmuş. Yeni bir şey olmadığı gibi, olanları da oldukça uzatıp öyle kapatıyor.
Buraya yazımı, 16 Nisan 2017.